Tasarrufun İptali Davası

Tasarrufun iptali davası nedir? Bu davalar borçluların mal varlıklarını, alacaklı olanların kendisine karşı yürüteceği takipleri semeresiz bırakmak amacıyla kötü niyetli bir şekilde mal kaçırma sebebi ile elinden çıkardığı durumlardan dolayı açılan davalardır. Tasarrufun iptali davası açılması için bazı kriterlerin karşılanması gereklidir. Davacı alacaklı ile davalı borçlu arasındaki borç, gerçek hukuki ilişkiler temelinde kurulmalıdır. Yum Bürosu’ndan Arayıcı’nın belirttiği üzere tasarrufun iptalinin görülebilirlik şartlarından biri de borcun tasarruftan önce doğmasıdır. Ayrıca alacaklı kişi tarafından borçlu kişi hakkında kesin veya geçici aciz vesikasının alınmış olması gereklidir. Ancak aciz belgesi davanın her aşamasında sunulabilmektedir. Bu davalarda görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir. Davalar İİK madde 281 uyarınca basit yargulama usulü ile görülmektedir. Davalar taşınmazın aynına ilişkin bir dava değildir. Dolayısıyla kişisel bir davadır. Yani genel yetki kuralları çerçevesinde davalılardan herhangi birinin yerleşim yerinde açılabilir. Bu konuyu daha çok anlatmadan önce kısa bir şekilde iptal davalarına bakmak faydalı olacaktır.

İptal Davaları – Tasarrufun İptali

İdare hukukunda dava türleri genel olarak 3 şekilde inceleme alanı bulmaktadır. Bunları, İptal Davaları (Tasarrufun iptali davası örneğinde olduğu gibi), Tam Yargı Davaları ve Yorum Davaları olarak üç gruba ayırabiliriz. Bütün iptal davaları, yönetimin hukuka uygunluğunu sağlayan yollardır ve bu yolla idarenin hukuka açıkça aykırı işlemleri iptal edilmektedir. Bu nedenle çok büyük öneme sahiptirler. Herhangi bir menfaati ihlal edilen hemen  herkese bu alanda dava hakkı tanınmaktadır.  İptal davaları tamamen idari yargıya özgü bir dava türüdür. Sonuçlarından da dava ile ilgili olan her kes yararlanabilmektedir.

Hukuk Nedir?

Hukukun nasıl yorumlandığını ve toplum üzerinde oynadığı rolü ele almadan önce, “hukuk”  kavramından bahsettiğimizde ne demek istediğimiz konusunda net olmamız gerekir. Hukuk nedir, var olduğunu nasıl anlarız ve bu varlığı nasıl tanımlarız? Bu kelimeyi kullanırken ne demek istediğinizi düşünmenizi isteyerek, kendi bilgi, görüş ve deneyimlerinizden yararlanmanızı istiyoruz. “Kanun” nadiren haberin dışında kalır ve genellikle kurgusal dramanın odak noktasıdır. Günlük olarak hayatımıza dokunan bir şeydir. Kanun ne yapıp ne yapamayacağımızı yönetiyor, anlaşmazlıkları çözmek, cezalandırmak ve yönetmek için kullanılıyor. Yaygın olarak kabul edilen kanunlar ve tartışma yaratan kanunlar vardır. Kanunlar sosyal, politik ve ekonomik hayatta merkezi bir rol oynar. Pek çok insan, yasayı gördüklerinde ne olduğunu bildiklerini düşünür ve kişisel bakış açınız, yasayı nasıl tanımladığınızı etkiler. Birçok avukat bir toplumun, o toplumda bulunan hukuku ve yasal kültürü anlaşılmadan doğru bir şekilde anlaşılamayacağını veya açıklanamayacağını düşünmektedir. Hukukun birçok tanımı bulunur. Dolayısıyla kavram bir normatiflik içerir. Hukuk, devletin otoritesi aracılığıyla kanun yapan devlet kurumlarının oluşturduğu bir kurallar bütünüdür. Kanunlar, devlet tarafından tanınan ve devlet yetkili organları tarafından uygulanan yaptırımlara sahiptir. Bu oldukça uzun bir tanımdır, ancak yasa yapmadaki bazı önemli faktörlerin altını çizmektedir: yasalar veya diğer bir deyişle kanunlar için devletin otoritesine ihtiyaç vardır ve sadece belirli kurumlar kanun yapabilir. Kanun koyan kurumlara bunu yapma yetkisi verilmiştir. Kurumlar yasaların çiğnenmemesi için yeni yaptırımları devreye sokabilirler.  Dolayısıyla yaptırımlar devlet yetkisi verilenler tarafından empoze edilmektedir. Dolayısıyla tasarrufun iptali davası da diğer davalar gibi kendi özerk alanı bulunan davalardandır ve devlet otoritesi tarafından ortaya çıkarılmıştır. Tüm vatandaşların bu kurallara uyması ve davadan çıkacak sonuca uyması beklenir.

 Kimler Dava Açabilir?

Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz vesikası bulunan her alacaklı açabilmektedir. Yani alacağının bir kısmını veya tamamını borçludan alamamış olan her alacaklı, alacaklının mirasçıları konumunda olan kişiler, alacak temlik edilmişse temlik alan kimse iflas daireleri, İcra İflas Kanunu madde 245’te yer alan alacaklılar, bizzatihi tasarrufun iptali davasını açabilirler. Bu davalarda lehine tasarruf yapılan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmadığı büyük önem arz eder. Zira iyi niyetli üçüncü kişiler lehine yapılan tasarruflar geçerli kabul edilerek hakları koruma altına alınacaktır. İptal davaları AB’de de vardır. Örneğin iptal davası, Adalet Divanı önündeki yasal bir prosedürdür. AB yasal düzenlemelerinin düzenleyici işlemlerin ve bireysel işlemlerin AB’nin üstün kurallarına uygunluğunu test eder.

Yorum yapın